Veba hastalığı

Bakteriler nedeniyle vücudun farklı bölümlerinde gelişen enfeksiyonların genel adı olan veba hastalığı, medeniyet tarihinin en yıkıcı salgın hastalıklarından biridir. Özellikle Orta Çağ’da Avrupa genelini derinden etkileyen veba hastalığı “Kara Ölüm” olarak isimlendirilmiştir. Yersinia Pestis adındaki bir bakterinin neden olduğu veba hastalığı, enfeksiyonlu hastalıkların hızlı bir şekilde gelişmesine neden olur. 14. yüzyılda Avrupa’daki toplam nüfusun neredeyse üçte biri, veba nedeniyle yaşamını yitirmiş ve bu nedenle de hastalık Kara Ölüm adını almıştır.

Günümüzün modern insanı için bir tehdit olmaktan çıkan veba, teknolojinin gelişmesiyle birlikte bakteriler üzerinde daha geniş araştırma yapma imkanına sahip olan bilim insanları tarafından tamamen çözülmüştür. Modern antibiyotikler ile tedavi edilebilen veba hastalığı, gelişmiş olan tüm ülkelerde tamamen ortadan kalkmıştır. Veba, dünya genelinde gelişmekte olan ülkelerin de neredeyse tamamında ortadan kaldırılmış bir hastalık olmasına rağmen hala Afrika için önemli bir sorundur. Başta Afrika olmak üzere Asya’nın bazı bölümlerini hala etkileyen veba, modern tıbbi ilaçların ulaşamadığı ülkelerde can almaya devam etmektedir.

Çok hızlı bir şekilde bulaşma kabiliyetine sahip olan veba ölümcül hastalıklar kategorisine dahildir. Uzun süre boyunca veba hastalığına çözüm aramaya çalışan insanoğlu ilk zamanlarda veba hastalığının farelerden bulaştığını düşünmüş ve bu nedenle de günümüzde dahi birçok insan hastalığın fare kaynaklı olduğunu sanmaktadır. Ancak veba hastalığı farelerle değil, bir tür pire ile yayılmaktadır. Aslında çoğu insan farkında olmasa da bu durumda fareler de en az insanlar kadar kurban konumundadır. Bu pireyi taşıyan tüm canlıların veba hastalığını yayma ihtimali vardır.

Tarih boyunca büyük bir alanı etkileyen tüm veba salgınlarından önce anormal derecede fare ölümleri görülmüştür. Şehirlerde aşırı miktarda farenin ani bir şehirde ölmesinden kısa süre sonra görülen veba salgınları, yüz binlerce insanın yaşamını yitirmesine neden olmuştur. Ölü fareler ile temas eden insanlar canlının bedenindeki pireler tarafından ısırılmış ve böylece veba hastalığı da insanlar arasında yayılmıştır. Oldukça hızlı gelişim gösteren bir hastalık olan veba, mikrop vücuda girdikten 2 ile 7 gün arasında kendini gösterir.

Veba mikrobunun vücuda girmesinden sonraki birkaç gün içinde kişide; titreme, kusma, bulantı, nefes darlığı, baş ağrıları, yüksek ateş ve burun kanaması gibi bulgular görülmektedir. Hastalığın farklı türleri olsa da 14. yüzyılda Avrupa genelinde etkili olan türün “Hıyarcıklı Veba” olduğu düşünülmektedir. Günümüzde de dünyanın farklı yerlerinde en yaygın görülen veba türü Hıyarcıklı Veba’dır.