Karıncaların özellikleri

İnsanoğlu dünya üzerindeki canlı çeşitliliğini binlerce yıldır araştırmakta ve birçok farklı canlı türünün yaşamını yakından incelemektedir. Yaradılışından gelen ve insanı gerçek anlamda hayrete düşüren özelliklere sahip olan canlıların başında gelen karıncalar boyutlarından beklenmeyecek kadar güçlü olduğu gibi, zeka parıltısı gösteren davranışlara da sahiptir. Insecta sınıfının Hymenoptera takımında yer alan karıncalar, insanoğlunu gerçek anlamda hayrete düşüren bir diğer canlı olan arılar ile aynı takımı paylaşmaktadır. “Sosyal davranış gösteren böcekler sınıfı” gibi oldukça ilginç bir açıklamaya sahip olan Humenoptera takımı, ismiyle dahi karınların ne kadar özel canlılar olduğunu gözler önüne sermektedir.

Modern bilimsel yöntem “metodolojik natüralizm” felsefesinin temsilcisi olduğundan canlıların geçmişi ile evrimsel gelişim modelini benimsemiş ve bu nedenle de karıncaların yaklaşık olarak 120 milyon yıl önce yaban arısının atası olduğu kabul edilen bir canlıdan evrimleştiğini “iddia etmiştir¹“. Bilim insanlarının yaptığı çalışmalar sonucunda günümüzde dünya üzerinde “12 binden fazla” karınca türü sınıflandırılmış ve yaklaşık olarak 14 bin karınca türü olduğu tahmin edilmektedir. Milyonlarca bireyin bir koloni içinde sosyal bir yaşama dahil olarak yaşaması, karıncaların en çok merak uyandıran yanlarından biridir.

Kısır dişiler, işçiler, askerler, kraliçe gibi farklı sınıflardan oluşan karınca kolonilerinde ayrıca “verimli erkek” denen ve koloninin devamlılığı için üreme faaliyetlerinde görev alan karıncalar da bulunur. Dünya üzerinde neredeyse “kara parçası olan her yerde” bulunan karıncalar, karada yaşayan hayvan biyokütlesinin yaklaşık olarak %15’ini oluştururlar. Karıncaların belki de açıklamakta en çok güçlük çekilen özellikleri ağırlarından çok daha fazla kütleye sahip nesneleri kaldırmaları ya da bir arada yaşamaları değil, aralarında iletişim kurarak organize bir şekilde çalışmaları ve oldukça karmaşık problemleri dahi koordine halde çözebilmeleridir. Karıncaların bu insanlara benzer sosyal toplum davranışları günümüzde dahi pek çok bilimsel araştırmanın konusu olmaktadır.

Antarktika ve Grönland haricinde dünyadaki tüm kara parçalarına dağılmış olan karıncaların soğuk iklimlerde de yaşamaya programlanmış türleri bulunsa da, bu türlerin oldukça nadir olduğu söylenebilir. Karıncalar çok güçlü çeneleri sayesinde bir arada çalışarak kendilerinden çok daha büyük canlıları alt ederek kendi ağırlığının 10 katı kütleye sahip şeyleri kaldırabilir ve petek yapılı gözleriyle oldukça geniş bir alanı görebilir. Çoğu insan bilmese de, karıncalar belki de dünya üzerinde tarım yapan ilk canlı türüdür. Karıncaların yedikleri çevreden toplayarak yuvalarına götürdükleri değil, burada yetiştirdikleri mantarlardır.

¹Bu yazıda; evrimsel gelişim modeli ya da daha yaygın bilinen adıyla Evrim Teorisi adından da anlaşılabileceği üzere bilimsel bir yasa  olmadığından, teori kapsamındaki tüm düşünceler gibi ilgili fikirler birer “iddia” olarak ifade edilmiştir. Henüz teori aşamasında yer alan tüm düşünceler “tutarlı bir önerme” olarak kabul edildiğinden, bilim insanlarının teoriyi baz alarak söylediği şeyler mutfak gerçek olarak değil, birer iddia olarak kabul edilmelidir.

Rahnansaika