Toplum hayatını düzenleyen kurallar

Herhangi bir yazılı kaynağı bulunmamasına rağmen bireyin içinde yaşadığı toplum tarafından belirlenen ve yüzyıllardır süre gelen bir takım kurallara uyması beklenir. İnsan topluluklarının bir araya gelerek oluşturduğu ve belirli bir tarihi bulunan toplumlar, topluluk halinde yaşamanın özgünde var olan düzeni sağlamak için kendi aralarında bazı kurallar geliştirmiştir. Toplumun bir parçası olan bireyin hareketlerini düzenleme görevi üstelenen ve toplum hayatını düzenleyen kurallar olarak ifade edilen bu yargılar, dini ya da ahlaki bir takım sorumlulukları kapsar. Bunun haricinde toplumsal ve bireysel ahlak kuralları da toplumun bireye biçtiği görevler arasında yer alır.

Eskilerin tabiri ile Adabı Muaşeret yani genel görgü kuralları da toplum hayatının bir parçası olan bireyin uyması gereken sözlü yaptırımlardır. Toplumun hayatı düzenlemek için koyduğu kuralların başında dini kurallar gelir ve bu dini kuralların tamamı manevi kaynaklıdır. İnanılan dinin öngördüğü yaşam şeklini benimseyen bireyler, kendi inanç özgürlüklerinin kısıtlanmamasını sağlayacak bir takım kurallar geliştirmiştir. Ayrıca toplumun inancı doğrultusunda yapılmasının yanlış görüldüğü hareketlerin de bireylere yasaklanması, dini toplum kuralları çerçevesinde belirlenmiştir. Alenen içki içmek gibi davranışlar dini açıdan hoş karşılanmadığı için dini toplum kurallarına da aykırı sayılmaktadır.

Bireyin topluma ve doğrudan kendisine karşı olan görevlerini ise ahlak kuralları belirler. Kişisel sorumlulukların yerine getirilmesiyle ilgili olan bu genel ahlak kuralları ayrıca bireyin topluma olan görevlerini de olması gerektiği gibi yerine getirmesini sağlar ya da sağlamayı hedefler. Tıpkı dini kurallar gibi ahlak kurallarının da manevi yaptırımlar olduğu söylenebilir. Ancak toplum genelinde hakim olan ahlak kurallarına uymayan bireyler, bizzat parçası olduğu toplum tarafından dışlanabilir. Kişinin ahlak kurallarına riayet etmemesi, toplumdaki diğer bireyler tarafından ayıplanmasına neden olabilir.

Bu bağlamda genel ahlak kurallarının bir parçası olan “bireysel ahlak kuralları” kişinin tamamen kendisiyle ilgili olan düşünceleri ve dünya görüşü ile ilgili bir durumdur. Kendine olan sorumluluklarını yerine getirmeyi kapsayan bu kurallar, her insan için farklı olabilmektedir. Zira insanların yaşam görüşleri ve hayat felsefeleri birbirinden çok farkı olabildiğinden, her insanın da kendine farklı bireysel ahlak kuralları koyduğu söylenebilir. Genel ahlak kurallarının diğer ayağı olan toplumsal ahlak kuralları ise kişinin kendisini bir kenara bırakarak, içinde yaşadığı topluma karşı olan sorumluluklarını yerine getirmesini sağlayan yaptırımlardır.

Hukuk kuralları sosyal hayatın herkesin mutlu yaşayabileceği şekilde devam etmesini sağlayan ve devlet kontrolünde olduğu için “uyulması zorunlu” olan kurallardır. Bireylerin hukuk kurallarına uymaması halinde devlet tarafından önceden belirlenen şekilde cezalandırılması söz konusudur. Örfler ise toplumun yüz yıllar öncesinden beri uyduğu ve gelenek haline gelen kurallardır. Kuralları hukuk kuralları gibi yazılı bir kaynağa dayanmamasına rağmen örf ve adetler ülkemizde olduğu gibi birçok toplumda bireyin hayatını derinden etkileyen yaptırımlar haline dönüşmektedir.