Oligarşi yönetimi

Çoğu insan tarafından tarihin derinliklerinde kalan bir yönetim biçimi olarak görülen oligarşi, aslında modern çağ siyaset bilimcilerinin ve düşünürlerinin hala gündeminde olan ve bazılarının günümüz devletlerinin yapısında varlığını hala sürdürdüğünü iddia ettiği bir sistemdir. Monarşiden farklı olarak oligarşi yönetimi devletin siyasi otoritesinin bir kişinin elinde değil de, küçük bir grubun tekelinde olduğu bir yönetim sistemidir. Eski Yunanca “az ve yönetim” kelimelerinin bir araya gelmesiyle oluşan oligarşi kelimesi, kavramsal olarak devleti yöneten kişilerin kendi aralarında yaptığı çeşitli anlaşmalar ile sürekli olarak iktidarda kalmalarıdır. Genel olarak bu azınlık grup siyasi, ekonomik ve askeri iradenin yönetimini elinde tutar.

Robert Michaels tarafından yakın geçmişte ortaya atılan oligarşi yönetimi kuramları, kısa süre içinde birçok sosyolog ve siyaset bilimcisi tarafından kabul görmüştür. Michaels iddiasında günümüzde dahi her devletin yapısında oligarşik bir düzenin var olduğunu ve tüm devletlerin politik sistemlerinin eninde sonunda oligarşiye dönüşeceğini söylemiştir. Azınlık olarak kabul edilen grubun devletin idaresine dair tüm kararları kendi tekeline aldığı oligarşi yönetimi, günümüzde dünyanın “en modern” ülkelerinden biri olarak kabul edilen ve gerek insan hakları gerekse de ekonomik olarak en gelişmiş yapılarından birine sahip olan ABD tarihinde de bu durum görülür. Zira başkanlık sisteminin hakim olduğu ABD politikasında yönetime gelen başkanların soyları incelendiğinde, belirli ailelerin uzun süredir yönetime hakim olduğu görülmektedir.

Robert Michaels

Modern demokrasilerde devlet otoritesinin en büyük temsilcisinden en küçük yerel yönetimlere kadar idari mercilerin belirli gruplar arasında paylaşıldığını iddia eden Robert Michaels, bu durumu “Oligarşinin Tunç Kanunu” ya da “Demir Kanunu” olarak tanımlamıştır. Modern siyasette birbirine rakip olan grupların dahi çok benzer politika görüşlerini benimsediğini söyleyen Michaels, bu kişileri “oligarşik asiller” olarak isimlendirmiştir. Medyanın sosyolojik açıdan en önemli güç haline dönüştüğü dünyamızda dünyanın en büyük ülkelerinin otoritesini kontrol altına alan gruplar ile medya patronlarının yakın ilişkileri, siyaset bilimcilerin ve sosyologların yakından incelediği konular haline gelmiştir. Dünyanın neresinde olursa olsun genele hakim olan politik partinin her zaman bir tane olduğunu savunan bu düşünce akımının mensupları, o tek partiyi de “hükümet partisi” olarak isimlendirmektedir.

Devlete ait olan tüm kurumlarda belirli azınlık gruplarının hakim olması şüphesiz demokrasi tanımının bizzat kendisi ile çelişmektedir. Uluslararası alanda faaliyet gösteren ve dünyanın en büyük şirketleri arasında yer alan oluşumların devlet yönetimleri üzerindeki etkisi ise günümüzde hala birçok insan tarafından tartışılmaktadır. Bu nedenle geçmişte dünya genelinde hakim olan oligarşi yönetiminin aslında günümüzde de insanlar farkında olmasa dahi sürdüğüne dair birçok “iddia” bulunmaktadır.

Rahnansaika