Nanoteknoloji ve kullanım alanları

İnsan gözünün algılayabilme imkanı bulunmayan atomik büyüklükteki maddenin kontrol edilmesine ve işlevsel bir şekilde çalışabilecek mekanik sistemler üretilmesine yönelik bir bilim dalı olan nanoteknoloji, geleceğin teknolojilerinin geliştirilmesiyle ilgilenmektedir. Günümüzde nanoteknoloji bilimi her ne kadar emekleme çağında olsa da, yakın gelecekte bu bilim dalının insan yaşamındaki etkileri daha fazla hissedilmeye başlayacak ve çok da uzak olmayan bir dönemde bu bilim dalının insanlık adına ne kadar önemli olduğu anlaşılacaktır. Bugün için çoğu insan farkında olmasa da nanoteknoloji tekstilden elektroniğe birçok alanda kullanılsa da, aslında tüm bu yenilikler teknolojinin başlangıç aşamasının ürünüdür.

Tokyo Bilim Üniversitesi bünyesinde çalışan bir akademisyen olan Norio Taniguchi tarafından 1974 yılında ilk defa kullanılan “nanoteknoloji” kelimesi bilim dünyasında ses getirmiş ve kısa süre içinde dünya genelinde birçok bilim insanı tarafından kullanılmıştır. 1 metrenin milyarda biri olan 1 nanometrelik alanlarda çalışma yapan nanoteknolojinin inceleme alanı moleküler düzeydedir. Moleküler boyutta son derece işlevsel bir şekilde çalışabilen mekanik sistemler tasarlamakla ilgilenen nanoteknoloji, dev boyutlardaki makinelerin yaptığı işlerin tamamını çok daha hızlı ve etkili bir biçimde moleküler düzeyde yapabilecek 1 nanometre boyutlarında makineler tasarlamaktadır.

Nanoteknoloji araştırmaları sağlıktan tekstile modern teknolojinin uygulanabildiği her alanda akıl sınırlarını zorlayan hizmetler vaat etse de, günümüzün üretim teknolojileri birçok fikrin “şuan için” tasarı aşamasında kalmasına neden olmaktadır. İnsanların konuya dair son derece kısıtlı bilgi sahibi olması ülkelerin de nanoteknoloji araştırmalarına daha az kaynak ayırmasına sebebiyet vermektedir. Nanoteknoloji; biyoloji, kimya, fizik, mekanik, elektronik ve daha birçok farklı bilim dalının dahil olduğu son derece kompleks bir araştırma sahasına sahiptir. Enerji üretimi gibi yakın gelecekte dünya genelinde büyük bir ihtiyaç olacağı için şimdiden ülkelerin stratejik planlamalar yaptığı konularda hayal gücünü gerçek manada zorlayan fikirler üreten nanoteknoloji, geleceğe yön verecek bilim dallarının başında gelmektedir.

Tıp alanında da birçok yenilik vaat eden nanoteknoloji araştırmaları, günümüz imkanlarıyla tedavi edilmesi mümkün görünmeyen rahatsızlıkların dahi iyileştirilmesini sağlayabilme potansiyeline sahiptir. Tüm bunların ötesinde belki de sahip olduğu potansiyelin sadece insanın hayal gücüyle sınırlı olmasından ötürü nanoteknolojinin insan yaşamı ve çevre üzerindeki etkileri de tartışma konusudur. İnsanoğlunun tarih boyunca karşılaştığı her yeni teknoloji karşısında sorular sorduğu düşünülürse, nanoteknoloji biliminin de gelecekte ne tip etkilere sebep olacağı sorgulanmaktadır. Ekolojik sistem ve dolayısı ile canlılık adına nanoteknolojinin nasıl etkiler yaratacağına dair birçok farklı fikir olsa da, bu bilim dalının her geçen yıl daha da önem kazanacağı bir gerçektir.