Mantarların genel özellikleri

Dünya üzerinde yaklaşık olarak 1 milyon 500 bin kadar mantar türü olduğu “tahmin” edilse de, bilim adamları günümüze dek yalnızca 70 bin kadarını tanımlayabilmiştir. Mantarlar alemi; ökaryotik yani bir arada bulunan canlı topluluklarını kapsadığı gibi aynı zamanda tek hücreli ve çok hücreli canlıları da içine almaktadır. Şapkalı yapıya sahip olan bu canlıların tamamı mantar alemine dahil edilmektedir. Küf mantarı, maya mantarı, kav mantarı ve pas mantarı gibi halk arasında birçok türü bilinse de, aslında binlerce farklı türü yüzlere farklı ortamda varlığını sürdürmektedir. Dünya yaşamının her alanında mantarlara rastlamak mümkündür ancak daha çok nemin fazla olduğu ortamlarda görülürler. Birçok insan mantarların bir tür bitki olduğunu zannetse de, kendi besinlerini üretemeyen bu canlılar doğada birer “ayrıştırıcı” vazifesi görmektedir.

Mantarlar insanoğlunun yaşamında binlerce yıldır olmasına ve birçok türü besin olarak kullanılmasına rağmen üzerlerinde yapılan bilimsel araştırmalar 200-250 yıl kadar önce başlatılmıştır. Bazı bilim adamları şapkalı mantarların dünyanın gençlik döneminde yani birkaç milyar yıl önce oluştuğunu düşünmektedir. Dünya üzerindeki “bilinen” ilk yaşam türlerinden biri olan mantarların tarih boyunca zehir üretmek için de kullanıldığı bilinmektedir. Amanita gibi zehirli mantar türleri tarihin çeşitli dilimlerinde ve çok farklı coğrafyalarda insanları zehirlemek için kullanılmıştır. Eşeyli ve eşeysiz olarak üreyebilen mantarlar, üreme şekilleri fark etmeden her zaman “spor” meydana getirir. Toprak içinde yıllarca yaşayabilen sporlar gerek rüzgar gerekse de böceklerin yardımıyla taşınmaktadır.

Sporların çimlenmesi için su gerekli olduğundan, doğada genellikle yağmur sonrasında oluşurlar. Elbiselerde ve insanın kullandığı diğer eşyalarda oluşmaları için neme ihtiyaçları vardır. Bunun için nemli ortamlarda bırakılan eşyaların üzerinde mantar oluşumu gözlemlenir. Benzer şekilde insanların deri yüzeyinde de oluşabilen mantarların genellikle ayaklarda görülmesi, ayakların çok sık terlemesi yani mantarların ihtiyaç duyduğu suyu gün içinde sürekli üretmesidir. Ayakkabı içinde kapalı kaldığı için terleyerek nemli bir ortam oluşturan ayaklar, böylece mantarların üremesi için de ideal çevrenin oluşmasını sağlamaktadır.

Mantarlar 2 milyar yıldır bitkilerin ve diğer hayvanların çürümesini sağlayarak doğal ayrışım sürecinin gerçekleşmesini sağlar. Bitkilerin ve hayvanların; gövde ve bedenlerindeki elementlerin ayrışarak serbest kalmasını sağlayan mantarlar, dünya üzerinde yaşamın oluşması ve devam edebilmesi için var olmak zorundadır. Bunun haricinde bitkilerin gelişebilmesi için toprağın da uygun bir ortama dönüşmesini sağlayan mantarlar, insanların dünyadaki yaşamını sürdürebilmesi için aralıksız olarak çalışmaktadır. Topraktaki maddelerin çözünmesini sağlayan mantarlar böylece insanların gıda maddesi olan bitkilerin de beslenmesi için ihtiyaç duyduğu minerallerin serbest kalmasını sağlamaktadır.