Kleptomani
Psikiyatrik rahatsızlıklar arasında gösterilen kleptomani, kısaca çalma dürtüsüne karşı koyamama şeklinde tanımlanmaktadır. Kleptomanlar, çaldıkları nesneyi ihtiyaç duydukları için değil, onu çalma isteğinin çok fazla olması ve bu yöndeki dürtüye karşı koyamamaları nedeniyle çalmaktadırlar. Bu şekli ile kleptomani önemli bir psikiyatrik sorun teşkil etmektedir.
Hırsızlık, yani çalma eylemi, kanunlarla yasaklanmış, ahlaken ve vicdanen reddedilmiş bir eylemdir. Ancak, normal koşullarda hırsızlık ihtiyaç duyulan ya da ihtiyaç söz konusu değilse bile sahip olmaktan memnuniyet duyulacak eşyaların, yasadışı bir şekilde, sahibinin rızası olmadan alıkonulması demektir. Bilinçli bir eylemdir ve hırsızlığı gerçekleştiren kişiler her türlü hukuki sonuçlarından da sorumludurlar.
Kleptomani bir tür hırsızlık olmakla birlikte, hırsızlığın bu anlamda doğası ile ilgili bir eylem kesinlikle değildir. Zaten, kleptomanların çoğunun zengin ve varlıklı kişiler olduğu gözlemlenmektedir. Zira, çalma eyleminin o kişi ile eşya arasındaki bağdan ziyade; kişi ile karşı koyamadığı (her ne olursa olsun) çalma dürtüsü arasındaki bağdır. Konunun bir psikiyatrik rahatsızlık olarak ele alınma nedeni de normalde olmaması gereken ve karşı konulması imkansız derecede zor olan bu çalma dürtüsünün oluşmasıdır.
Kleptomaninin yaygınlığının ve görülme sıklığının belirlenmesi kolay olmadığından kayıtlara yansıdığı kadarı ile çok yaygın bir rahatsızlık değildir. Ancak, tespit edilen kleptomani vakalarının birçoğunun güvenlik sistemleri olan mağazalarda gerçekleşen nadir olaylar olması nedeniyle, tüm toplumda görülme sıklığının ortaya konamadığı açıktır. Daha yaygın bir rahatsızlık olduğu düşünülmektedir.
Kleptomani vakalarının %7o’in üzerinde bir oran ile kadınlarda daha çok görüldüğü gözlemlenmektedir. Ancak, bu durumun da sağlıklı olmayan veriler nedeni ile gerçeği ortaya koyduğu yönünde şüphe söz konusudur.
Kleptomaninin nedenleri tam olarak bilinememektedir. Ancak, kleptomani ile ilgili önemli bir husus vardır ki, gerçek hırsızlık vakalarında faillerin kleptomaniyi bahane olarak kullanabilmeleri ihtimalidir. Burada önemli olan ayırıcı durum şudur; kleptomanlar çaldıkları eşya ile bir bağ kurmadıklarından genelde onları atarlar. Eşyadan bir yararlanım göstermezler.