Heykel sanatı
İnsanların heykel sanatıyla ilgilenmesi, günümüz arkeologları ve tarihçileri tarafından oldukça geniş bir perspektifte incelenen bir konudur. Milattan binlerce yıl öncesinden dahi günümüze gelen heykellerin olması, bilinen insanlık tarihinin en eski dönemlerinden beri insanların çevrelerinde gördükleri ya da inandıkları antik tanrıların heykellerini yapma ihtiyacı hissetmelerine neden olmuştur. Heykel sanatının insanlık tarihinde gelişim süreci için büyük bir önemi olan Bodrum’daki Dünyanın 7 Harikası arasında gösterilen “Halikarnas Mozalesi”, bazı tarihçilere göre insanların heykel sanatına farklı bir boyuttan bakmasını sağlayacak kadar önemlidir.
15. yüzyılda Aziz John Şövalyeleri’nin Halikarnas Mozalesi’ni yıkarak taşlarını Bodrum Kalesi’nin yapımı için kullanması, bu harikanın ne yazık ki günümüze ulaşamamasına neden olmuştur. Bazı arkeologlar ve tarihçiler Halikarnas Mozalesi’nin öneminin, insanların bilindiği kadarıyla ilk defa tanrıların veya kutsal varlıkların değil de hayvanların ve farklı figürlerin heykelini yapması olduğunu düşünmektedir. Ancak günümüzde Urfa’da bulunduğundan beri dünyadaki birçok bilim çevresinin heyecanlanmasına neden olan Göbekli Tepe de, milattan binlerce yıl öncesinde heykel sanatının hayvan figürleri çalışılarak yapıldığını göstermektedir.
Üç boyutlu bir formun meydana getirilmesi gibi çok basit bir tanımla açıklanamayacak heykel sanatı, insanın zihninde oluşturduğu bir düşüncenin sanat ile harmanlanarak insan algısına farklı bir bakış açısı sunmasıdır. Kilden balmumuna, birçok taştan ahşaba, bronzdan tunca ve hatta buza kadar hemen hemen her malzemeden yapılabilen heykel, daha çok kullanılan malzemeden ziyade sanatçının yorumuyla değer kazanır. Uzun süre boyunca insan, hayvan ve tanrı figürleri üzerine yorumlar yapan heykeltıraşlar, 20 yüzyıldan itibaren hareketlenen modern heykel sanatıyla da yakından ilgilenmeye başlamıştır.
Antik Mısır toplumundan eski Çin medeniyetlerine kadar oldukça geniş bir coğrafyada, insanlar yüzlerce yıl boyunca heykel sanatıyla ilgilenmiştir. Antik çağlarda insanlar üzerinde büyüleyici bir etki bırakan heykellere, sanat eserinden çok daha öte anlamlar dahi yüklenmiştir. Modelleme, birleştirme, yontma ve döküm gibi farklı tekniklerle yapılabilen heykel sanatı, sanatçının kullanmak istediği malzemeye ve ruh haline göre tekniklerin belirlendiği bir sanat dalıdır. Gerçek bir heykeltıraş için kullandığı tekniğin ya da malzemenin herhangi bir önemi olmazken, sanatçının odaklandığı nokta vermek istediği etki ve düşüncesinde meydana getirdiği imgenin arzu ettiği görünüme sahip olmasıdır.