Uykunun önemi
Uyku, organizmanın yaşamsal faaliyetlerine devam edebilmesi için ihtiyaç duyduğu dinlenmenin sağlandığı, bilincin tamamen ya da kısmen kapandığı süredir. Bu dinlenme süresi içinde vücut dinlenir, kendini yeniler, tazelenir, artıklarından arınırarak saflaşır.
Yeterli uyku uyumayan bedenlerde unutkanlık, asabiyet gibi tepkiler oluşur. İleri derecede uykusuzluklar başka önemli rahatsızlıklara neden olabilir. Bu nedenle de müdahale edilerek, tıbbi katkılar ile uykusuzluk sorunu çözümlenir.
Yeterli uyku ile kasıt hem uykunun süresi, hem de uykunun kalitesi ile ilgili beklentileri içerir. Günde ortalama 8 ila 10 saatlik bir uyku organizma için yeterli kabul edilmektedir. Küçük yaştaki çocuklarda ve-bebeklerde bu süre 10 saatin üzerinde olmaktadır. Uykunun kalitesi ile ilgili kasıt ise uyunan zeminin ergonomik bir yapıda ve yeterli bir büyüklükte olması, uyku ortamının karanlık, sessiz, huzur bozan hiçbir etmenin olmadığı rahat ve konforlu bir ortam olmasıdır. Sağlıklı uyku ile her beden güne zinde başlar. Tüm yetileri yenilenmiş bir şekilde aktif ve dinamik bir yapıya kavuşur. Sağlıklı uyku, zihinsel fonksiyonların da yenilenmesini sağlar.
Uykunun doksan dakikalık evreler ile bir döngü yaşadığı belirtilmektedir. Yani, her doksanıncı dakikada uykumuz hafifler. Sese ve herhangi bir uyarana karşı daha duyarlı olup, uyanma ihtimali bu dakikada yüksek olmaktadır. Doksan dakikalık süre boyunca uykunun ağırlığı bir çan eğrisi şeklinde hareket eder. 45. dakika uykumuzun en ağır olduğu dakikadır gibi. Bu nedenle alarm, vb. uyaran ile uyanmamız söz konusu ise mümkün olduğunca bu doksanar dakikalık evrelere göre hareket edilmeli, uykunun hafiflediği dakikalarda alarmın çalması sağlanmalıdır. Uykunun ağır olduğu dakikalarda alarm ile uyanmak, yeterince dinlenmiş olma hissini yaşamamıza engel olacaktır.
Uyku, geçiştirilmemesi gereken bedensel ihtiyaçlarımızdandır. Süresi ve kalitesi açısından yeterli bir uykuyu her gün yaşamak için gereken ortam ve koşullar temin edilmelidir.