Göz tansiyonu kaç olmalı?

Göz tansiyonu hastalığı; gözün içerisinde bulunan sıvının dışarıya atılmasını sağlayan kanallarda çeşitli sebeplerden meydana gelen tıkanıklık sebebiyle, gözün içerisinde biriken göz sıvısının sinirler üzerinde yüksek bir basınç oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Göz sinirleri üzerinde oluşan bu basınç nedeniyle hasta, son derece yavaş bir görme kaybı yaşamaktadır. Görme alanında meydana gelen bu daralma oldukça yavaş olduğundan kişinin bu durumu fark etmesi oldukça güçtür. Bu sebepten ötürü göz tansiyonunun her yıl en azından bir defa ölçülmesi, temel sorunun erken teşhis konamaması olan göz tansiyonu hastalığının fark edilmesi açısında son derece önemlidir.

Göz tansiyonu kişiden kişiye değişiklik göstermek ile birlikte, göz doktorları tarafından 20’nin üzerindeki değerler anormal olarak kabul edilmektedir. Uzman bir hekim muayenesi sonucu göz tansiyonu 20’nin üzerinde çıkan insanlar, potansiyel bir göz tansiyonu hastası olarak kabul edilir ve vakit kaybetmeden tedaviye başlanır. Belirtilerin gelişmesi kişi tarafından fark edilemediğinden göz tansiyonu hastalığı, bilim adamları tarafından en “sinsi” göz hastalığı olarak tanımlanmaktadır. İlerleyen aşamalarda göz sinirlerinde meydana gelen hasar tedavi edilemeyecek bir boyuta ulaşarak, hastada ani ve kalıcı görme kaybı yaşanmasına dahi sebep olabilmektedir.

Göz tansiyonu ölçümünde en yaygın kullanılan yöntem, göz yüzeine hava püskürtülmesi ile göz içindeki sıvı basıncının ölçülmesidir. Göz tansiyonu hastalığının saptanması için hekimlerin kullanabileceği “tek” teknik, göz tansiyonunu ölçmektir. Başka herhangi bir şekilde fark edilmesi imkansız olan göz tansiyonu hastalığından korunmak için kişinin, düzenli olarak göz doktoru muayenesine gitmesi ve göz tansiyonunu ölçtürmesi gerekir. Göz tansiyonu tedavisi hastalığın gelişme aşamasına ve kişinin göz yapısına göre değişmektedir. Çok hızlı seyreden göz tansiyonu hastalıklarında hekim, hastanın ani yükselen göz tansiyonu nedeni ile kör olmaması için vakit kaybetmeden cerrahi müdahalede bulunmayı tercih edebilmektedir. Yapılan araştırmalara göre göz tansiyonu hastalarının %5’lik kesiminde görülen bu hızlı göz tansiyonu yükselmesi durumunda, kişinin hiç vakit kaybetmeden uzman bir hekime başvurması gerekir.

Göz tansiyonu hastalığı üzerinde yapılan araştırmalar, hastalığa sebep olan göz kanallarının neden tıkandığına dair herhangi bir sonuç elde edilmesini sağlayamamıştır. Modern tıbbın gelişmiş tüm imkanlarına rağmen bilim adamları hastalığın nedenini bilmediğinden, göz tansiyonunu kesin olarak tedavi edebilen bir ilaç da geliştirilememiştir. Ancak bazı insanların anne ve babalarından aldığı genler nedeniyle, doğumdan itibaren göz tansiyonu hastalığına yatkın olduğu saptanabilmiştir. Ebeveynlerinde bu tür göz rahatsızlıkları olan kişiler potansiyel bir göz tansiyonu hastası olduğunun bilincine vararak, her yıl en azından bir defa göz doktoruna giderek göz tansiyonunu ölçtürmelidir. Göz tansiyonunun ilk ölçümünde birçok hasta heyecandan ya da stresten göz kaslarını sıktığından, göz tansiyonu olduğundan daha yüksek çıkabilmektedir. Bu nedenle hekimler; ilk göz tansiyonu ölçümü ile kesin bir karar vermek yerine, düzenli şekilde yapılan ölçümler ile tansiyonun zaman içerisindeki yükselme hızına göre tanı koymaktadır.