Yarasaların özellikleri

Popüler kültür tarafından 20. yüzyılda ön plana çıkarılan çizgi romanların ve vampir temasının işlendiği korku filmlerinin baş kahramanı olan yarasalar, uçma yeteneğine sahip olan memelilerdir. Çoğu insan yarasaları çok küçük hayvanlar olarak tanısa da, dünya üzerinde birçok yarasa türü bulunmakta ve bazı yarasa türlerinin kanat uzunluğu 1,5 metreyi dahi bulabilmektedir. Anavatanı Avustralya olan ve bilim insanlarının “Uçan Tilki” olarak isimlendirdiği yarasa türü, kanatları açıkken ulaştığı 1,5 metre boy ile açık ara dünya üzerindeki en büyük yarasa türüdür. Toplamda 200 cins ve 17 familya içerisinde incelenen yarasaların yaklaşık olarak 1.000 farklı türü bulunmaktadır.

Kanat uzunlukları 5 santimetre olan çok küçük yarasa türlerinden Uçan Tilki gibi çok daha büyük türlere kadar yarasalar, dünya üzerine hemen hemen her bölgede yaşamaktadır. Yarasalar her ne kadar dünyanın pek çok farklı bölgesinde yaşayabilse de, en çok görüldükleri bölgeler Tropikal İklim Kuşağı’nın hakim olduğu yerlerdir. Yarasalar oldukça önemli bir böcek tüketicisi olduğundan, dünyadaki ekolojik dengenin korunması açısından muazzam derecede önemli yaratıklardır. Yarasaların vücut yapısının fareyi andırdığı söylenebilir ancak bu memeli canlıların sahip olduğu kanatlar ve vücutlarını kaplayan ince kürk, kendilerini diğer birçok canlıdan dış görünüm anlamında kalın çizgiler ile ayırır.

Kulakları genellikle kafa yapılarına göre çok büyük ve kıvrımlı bir yapıya sahip olan yarasalar, ses titreşimlerinin inanılmaz bir beceri ile yönetir. Kulaklarla birlikte burun bölgesinde de yer alan çıkıntılı yapı yarasalar için en önemli duyu organıdır ve bu organ ses titreşimlerini almak kadar iletmek konusunda da mükemmel bir biçimde çalışır. Genellikle mağaralar ve derin oyuklarda yaşamayı seçen yarasaların bilinenin aksine, yalnız yaşamayı tercih eden türleri de bulunmaktadır. Kuzey kesinlerde yaşayan yarasa türleri genellikle geniş sürüler halinde büyük mağaralarda yaşar ve kış aylarında göç eder. Ayrıca bazı yarasa türleri de kış aylarının gelmesi ile kış uykusuna yatmaktadır.

Yarasaların en belirgin özelliklerinden biri de, ayakları ile tutunarak baş aşağı biçimde uyumalarıdır. İşitme konusunda bir uzman olan yarasaların ayrıca tat alma ve koklama yetileri de oldukça gelişmiştir. Ancak yarasa türlerinin oldukça büyük bir bölümünün görme konusunda son derece kısıtlı bir yeteneğe sahip olduğu söylenebilir. Bu nedenle yarasalar uçuş esnasında yönlerini bulabilmek için yüksek frekanslı ses dalgaları çıkarır. Yarasaların çıkarttıkları ses dalgaları ile yönlerini bulması bir nevi sonar sistemine benzer. Yarasa çıkarttığı yüksek frekanslı ses dalgasının bir cisme çarptıktan sonra geri yansımasını çok hızlı bir biçimde anlar ve böylece uçarken etrafını görmese dahi çevresini rahatlıkla algılayabilir. Yarasaların çıkarttıkları bu ses çok yüksek bir frekans aralığına sahip olduğundan büyük çoğunlukla insanlar tarafından duyulmamaktadır.