Uzaydaki gezegenler ve sayıları

Uzaydaki gezegenlerin sayısına dair son 50 yılda yapılan pek çok araştırma bulunmakta ve bu hesaplama için birer birer sistemlerin sayılması gibi irrasyonel bir yöntem kullanılmamaktadır. Zira dünyamızdan “bilinen” evrenin son derece küçük bir kısmını gözlemleyebildiğimiz ve sadece içinde bulunduğumuz Samanyolu galaksisinde dahi 200 milyarın üzerinde yıldız olduğu tahmin edildiği düşünülürse, uzaydaki gezegenlerin sayısına dair ciddi bir sayı beklemek mantıksızdır. Tüm Türkiye’de aynı anda başlayan ve 24 saat süreyle ülke genelinde devam eden bir kar yağışında ülkemize toplam kaç adet kar tanesi yağdığını hesaplamak, uzaydaki gezegenlerin kaç tane olduğunu hesaplamaktan çok daha kolay bir iştir. Hatta kıyaslandığında adeta çocuk oyuncağıdır…

Dünyamızın içinde bulunduğu Güneş sistemi, bir “gökada” yani galaksi olan Samanyolu’ndaki milyarlarca sistemden yalnızca biridir. Bu denli kompleks ve içinde insan aklının sınırlarını zorlayacak kadar çok oluşumu barındıran galaksilerden uzayda kaç tane olduğu ise tam olarak bilinmemektedir. İnsanoğlunun 21. yüzyılda teknoloji, bilim ve teknikte geldiği son noktadan bakıldığında; “gözlemlenebilir evrende” yaklaşık olarak 100 milyarın üzerinde galaksi olduğunu tahmin edilmektedir. Bu galaksilerin her birinin dünyamızın içinde bulunduğu Samanyolu galaksisi gibi yine tahmini olarak 200 milyar yıldız içerdiği düşünülürse, sadece gözlemlenebilir evrende dahi ne kadar büyük bir gezegen potansiyeli olduğu daha iyi anlaşılabilir.

Tüm bunların dışında galaksilerin sahip olduğu toplam kütlenin yaklaşık olarak %90’nı “karanlık madde” adı verilen ve aslında ne olduğu da şuan için bilinmeyen bir madde tarafından oluşturulduğunun kabul edildiği de unutulmamalıdır. Samanyolu da dahil olmak üzere her galaksinin tam merkezinde bir karadelik bulunduğuna dair teoriler ve “karanlık enerji” kavramının da uzay tanımına dahil edilmesi ile birlikte tam bir kafa karışıklığının yaşanması kaçınılmazdır. Uzayın kendisi insanoğlu için  bizzat en büyük soru işaretini oluşturmaktadır. İnsanın kendisini anlaması için öncelikle uzayın yapısını anlaması ve sonrasında bu yapı içindeki oluşumları “önce sınıflandırmaya” sonrasında da saymaya başlaması gerekir.

Plüton gezegenin dahi gezegenlikten çıkarılmasının ardından uzayda hangi cisimlere gezegen denileceği dahi tartışma konusu olmuştur. Tüm bunların hesaba katılması ile insanoğlunun algısı da göz önüne alınırsa uzaydaki toplam gezegen sayısının, insanoğlunun ancak 10 üssü ifadelerle tanımladığı ve aslında gündelik hayat için pek de büyük bir anlama sahip olmayacak kadar büyük bir sayı olduğu söylenebilir. Samanyolu galaksisinde dahi 200 milyar yıldız olduğu söylendiğinde, insanoğlunun gerçek manada 200 milyar tane yıldızı tek tek düşünmesi ya da bu yıldızların kapladığı alanı, yaydıkları ışığı hayal edebilmesi mümkün değildir. Bu ancak sayısal bir ifadedir…