Rehabilitasyon

Rehabilitasyon, fiziki hareket kusurlarını düzeltmek için kullanılan bir tedavi yöntemidir. Ciddi hastalık veya travma geçirenler, hapis yatanlar, bunalım geçirenler bu olayları atlatmak için rehabilitasyon merkezlerinde tedavi görebilirler.

Ortaçağda Avrupalılar rehabilitasyon (iyileştirme) kelimesinden haberdar bile değildi. Sakatların dinlenmesi gerekmekteydi, alkolikler, hırsızlar, hastalar ve yurtsuzlar toplum dışına itilirdi. Avrupa da durum böyle iken, o zamanki İslâm devletlerinde rehabilitasyonun en güzel misalleri gösteriliyordu. O zaman ki İslâm devletinin yardımlarıyla ya da inançlı kişilerin vicdanıyla, aç ve açıkta kimse kalmaz, düşkünlerin elinden tutulurdu. İslâm devleti, gittikleri gayri Müslim devletlerinde o güzel ahlakımızı da öğrettiler. Cumhuriyet tarihinde ilk rehabilitasyon merkezi 1952 yılında Ankara da körler mektebi adında kuruldu. Ardından 1958 de Cüzam savaşı sonrası yine Ankara’da cüzam rehabilitasyon merkezi kurulmuştur. Daha sonra bu kuruluş, Ankara üniversitesi Tip fakültesi bünyesine aktarılmıştır.

Rehabilitasyonun amaçları ve gayeleri şunlardır; Fiziki yetersizliği bulanan hastalarda, bu hastalığı imkânlar neticesinde tamamen ortadan kaldırmak, giderilmesi imkânsız olan hastalıkları ve durumları mümkün olduğunca azaltmaktır. Rehabilitasyon, başlı başına bir kurum olarak geliştirilmiştir. Dünya genelinde yapılan bir araştırma sonucu, suç isleyerek hapse giren bir kişi, hapisten çıktığında yeniden hapse girme oranı %40 dır. Bu da demek oluyor ki rehabilitasyon merkezlerinin bu alanda yeterli olmamasıdır. Günümüzde, birçok kişinin çeşitli sorunları vardır. Bazı sorunlar neticesinde insanlar intihara kadar gidebilir. İşte bu durumlarda rehabilitasyon merkezleri ne baş vurulması gerekir.