Paratonerin icadı

Türkçede yıldırımsavar olarak da isimlendirilen paratoner, insanlık tarihinin en büyük mucitlerinden biri olarak kabul edilen “Benjamin Franklin” tarafından icat edilmiştir. Havada oluşan elektrik yükünün güvenli bir biçimde havaya aktarılmasını sağlayan paratoner böylece yıldırım çarpması nedeniyle oluşan can ve mal kaybını engeller. Yıldırımların yapısı ile ilgili herhangi bir fikri olmayan insanoğlu, İlk Çağ ve öncesinde yıldırımları doğaüstü mistik olaylar olarak kabul etmiştir. Yıldırımların akıl almaz kuvveti ve azameti karşısında etkilenen insanların bazıları bu doğa olayı ile tanrıları bağdaştırmış ve bu tanrılar uğruna tapınaklar dahi yapmıştır. Ancak Franklin yıldırımların nasıl oluştuğu üzerinde çalışmalar yaparak elektrik yükünün dinamiği hakkında bilgi edinmeyi başarmıştır.

Gökyüzünde fırtına öncesinde iki bulutun çarpışması veya sürtünmesi ile aralarında elektron boşalması yaşanması sonucu oluşan yıldırımlar, yeryüzünde ciddi hasarlara neden olabilir. Benjamin Franklin paratoner üzerinde yaptığı çalışmalarda yıldırımlar ile ilgili bir özelliği fark etti. Zira bulutların sürtünmesi ile elektrik yükü oluşsa da, bu yükün “yıldırım olarak” yeryüzüne inebilmesi için muhakkak bulutun yeryüzüne paralel ve yakın bir bölümünün bulunması gerekiyordu. Benjamin Franklin elektron boşalması sonucu oluşan şiddetli ateş toplarının yani yıldırımların yeryüzünde ilk temas ettiği noktanın paratoner olması halinde, elektrik yükünün çevreye zarar vermeden doğrudan toprağa aktarılabileceğini keşfetti.

Paratoner oldukça basit bir icat olmasına karşın insanoğluna sağladığı fayda inanılmaz derecede büyüktür. Binaların ve yüksek yapıların tepe noktasına yerleştirilen paratonerler yıldırıl düşmesi esnasında yeryüzüne inen devasa boyuttaki elektrik yükünün güvenli bir şekilde toprağa taşınmasını sağlar. Demir bir parçadan yapılan paratonerin baş kısmı iletken bir yapıya sahip olur. Demir parçaya düşen yıldırım elektrik akımının iletken madde sayesinde topraklanmasını ve çevrenin zarar görmemesini sağlar. Elektrik üzerine birçok temel çalışma yapan Benjamin Franklin, aynı zamanda elektrik yüklerinin “artı ve eksi” olarak tanımlanmasını da sağlamıştır.

Benjamin Franklin elektrik yükleri üzerine yaptığı çalışmalarda bazı ortamlarda elektrik yükünün farklı bir ortama doğru gitme isteği içinde olduğu fark etti. Bu nedenle Franklin elektriği belirli ortamlarda eksik ya da fazla ölçülen bir sıvı olarak tanımlamıştır. Leiden şişesi ile yaptığı deneylerde boşalan elektriğin kılcal yollarla dağıldığını gören Franklin, bu elektrik görüntüsü ile yıldırımlar arasındaki bağlantıyı kısa sürede fark etti. 1752 yılında fırtınalı bir havada uçurmasının ucuna bağladığı Leiden şişesini elektrik ile yüklemeyi başarınca aralarında paratonerin de bulunduğu pek çok icat geliştirdi.

Rahnansaika