Küreselleşme iyi mi? Yoksa kötü mü?

Küreselleşmeyi, dünya üzerindeki kültürlerin tek bir çatı altında birleşmesine sebep olabilecek bir akım olarak ifade edebiliriz. Birçok alanda –ekonomik, teknolojik, kültürel, politik, sosyal, ekolojik gibi- dünya üzerinde egemen değerlerin tüm alt kültürleri küreselleşmeeritmesidir. Küreselleşmenin en önemli özelliği de, bir çok alanda önemli etkilerini hissettirmiş olmasıdır. Eğlence kültürünün tüm milletlerde aynı olması, tüketim mekanizmasının tüm dünyayı aynı derecede sarmış olması, çeşitli yarışmaların tüm ülkelerde yayınlanıyor olması, ekonomik düzenin temellerinin aynı düşüncelere dayanması gibi pek çok alandaki benzerliklerin egemen düşünce olarak herkesçe kabul görmesi veya buna ister istemez zorla inandırılması küreselleşmenin bir boyutunu oluşturur.

Genç nesil, küreselleşme nedeniyle kendi kültürel değerlerinden önce egemen kültürel akımlara kapılarak büyüdüklerinden, dedelerini anlayamayacak kadar hoyrat bir yaşamı veya onların düşünce ve fikirleri doğrultusunda bir yaşamı kerih görebiliyorlar. Buda küreselleşmenin tarihi bilinci yok edebilecek bir akım olduğu fikrini, düşünürlere kazandırmaktadır.

Küreselleşmeyi barışın ve insanların yaşamını daha güzel bir seviyeye getirdiği düşüncesine sahip olanlar da vardır. Ancak bu düşünce, küreselleşmeden en çok kazanım elde eden kültürel değer sahiplerinin yaptığı bir reklam çalışmasından başkası değildir. Çünkü, tek bir kültürü dünya üzerinde egemen kılmak bir mücadeleyi ve alttan altta diğer baskın kültürlerin yaşanamaz ve eskimiş olduğunu bilinçlere kazıması gerekir. Buda kültürel çatışmalara sebep olan birincil etmendir.

Her ne kadar küreleşmeyle belli bir kültür, belli bir inanç, belli bir değerler silsilesi oluşturmak isteyenler olsa da, bunun bilincinde olan ve pratik açıdan imkansız diyebileceğimiz bir egemen kültür oluşturma projesi var. Devlet dışı kuruluşlarda küreselleşmeyi demokratikleşme ve insancıl yaşamı hakim kılmaya çalışan bir çalışma olarak görmektedir. İş dünyası için de küreselleşmenin bir kar getirdiğini söylemek gerekir. Çünkü tüketim açısından tek düze bir ihtiyaç yaratan ve moda gibi sürekli tüketim silsilesini devam ettirecek silahları vardır. Bu sebeple ekonomi dünyası da  küreselleşme akıma destek vermektedir.