Korkunun nedenleri ve tedavisi

Korkunun altında yatan temel neden, belirsizlik halidir. Rahatsız olarak ifade edilen bir his şeklinde tanımlanan korkular, kişinin ne ile karşı karşıya olduğuna dair akıl yürütemediği durumlarda gözlemlenir. Zira belirsizlik algısı kişinin kendini “tehdit” altında hissetmesine neden olur ki, bu belirsizlikten kaynaklanan tehdit algısına da korku denir. Kısacası korku hissi, belirsizlik ortamının kişiyi etkiyi alması sebebiyle gelişen ve kişinin kendini varlığının tehlikede olduğunu düşünmesine neden olan bir mekanizmadır. Bilimsel olarak incelendiğinde “yaşamsal” önemi olan ve son derece gerekli bir mekanizma olan korku, kişinin hayatta kalmasını sağlayan gerekli bir histir.

Uyarıcı karşısında verilen tepkinin şiddeti, kişinin ne kadar korku hissettiğinin de göstergesidir. Her insanın için “uyarıcı” tanımı değişmekle birlikte, bazı ortak uyaranlar her insan üzerinde korku hissinin hakim olmasına neden olur. Zira düşen bir uçağın içindeki kişilerin tamamı korkuya kapılacaktır. Uçağın düşüyor olması başlı başına yakın gelecekte neler olacağına dair kesin bir belirsizlik halinin hakim olmasına, bu belirsizliğin de kişinin kendi hayatının tehdit altında olduğunu hissetmesine neden olacaktır. Çoğu psikolog korku hissinin doğal bir mekanizma olduğunu söylemektedir.

İnsanların korkuya kapılması bilinçsizce dahi olsa doğal bir tepki olarak kabul edilir. Her insanın korkuya kapılmasına neden olacak durumlar yani uyaranlar bulunur. İnsanların kendini tehdit alttında hissettiği ortamlardan uzaklaşmasını sağlayan korku hissi, bilinçli bir şekilde uyarandan biran önce uzaklaşılması sağlayan kaçma eylemi sergilenmesini de sağlayabilir. İnsan beynini “tehlike” olarak tanımladığı her olay, insanlarda korku hissinin oluşmasına neden olur ve çoğu zamanda kişinin bilinci ya da bilinçaltı bu tehlikeden uzaklaşması gerektiğini söyler. Bu da kişinin korkuya kapılarak tehlike olarak tanımladığı uyarandan kaçmasına neden olur. Kaçma eylemi kişinin korkuya kapılma derecesine göre değişim gösterebilmektedir.

Bazı durumlarda insanların içinde bulunduğu ortam, korku hissinin aşırı derecede hissedilmesine neden olur. Uyaranın çok şiddetli bir etkiye sebebiyet vermesi ile yüksek derecede gelişen korku hissi kişinin kaçmasına engel olabilir. Aşırı derecede korkan kişilerde donup kalabilir ve bedenleri kas katı kesilebilir. Tıpkı felç geçirmiş gibi kişinin kaskatı kesilmesine neden olan yüksek seviyeli korku hissi, konuşmanın imkansız hale gelmesine yani kişinin dilinin tutulmasına dahi sebep olabilmektedir. Herhangi bir uyaran ve duygusal faktör olmadan kişinin durduk yere korkuya kapılması ise psikolojik bir rahatsızlığa işaret eder ve genel olarak bu durum “anksiyete” olarak adlandırılır. Bazı psikologlar korku hissinin doğuştan gelen evrensel bir mekanizma olduğunu da ileri sürmüştür.