İnternet bağımlılığı ve tedavisi

Sosyal medya sitelerinden çevrimiçi oyunlara, pornografik içerik yayını yapan sitelerden sanal arkadaşlık sistemlerine kadar oldukça geniş bir içeriği kapsayan internet bağımlılığı, aslında internetin insan hayatına entegre oluşunun üzerinden uzun süre geçmediği için psikoloji ve sosyoloji biliminin hala üzerinde araştırmalarını tamamlamadığı bir konudur. Bilim insanlarının internetin insan yaşamındaki etkileri üzerine yaptığı çalışmalar yeni olduğu gibi, kısa bir süre zarfında da tamamlanacak gibi görünmemektedir. “Nedensiz bilgisayar kullanımının” giderek artmasıyla birlikte insanoğlunun bilgisayar ekranı karşısında geçirdiği zaman da muazzam bir hızla artmakta ve bilindiği kadarıyla bu tür bir yaşam sosyal hayat üzerinde olumsuz etkiler doğurmaktadır.

Günlük yaşamı etkilemediği takdirde bilgisayar başında geçirilen zamanın fazla olmasının bir bağımlılık olarak nitelendirilmesi zordur. Zira “fazla” olarak nitelendirilen zaman dahi göreli bir kavramdır ve basit bir düşünce ile bilgisayar ile arası iyi olmayan bir insan için ekran karşısında geçirilen her dakika gereksiz olabilir. Bazı insanlar için bilgisayar başında 2 saat vakit geçirmek çok uzun bir sürenin harcanması manasına gelirken, kimileri de bu tür bir sürenin oldukça makul olduğunu düşünebilir. İnternet bağımlılığının “tüm tıp çevreleri tarafından” tedavi gerektiren bir rahatsızlık olarak kabul edildiğini söylemek de pek mümkün değildir. Zira bu konuyla ilgili farklı görüşler bulunmakta ve konuyu araştıran bazı bilimadamları internet başında fazla zaman geçirmenin bir bağımsızlık olmadığını savunmaktadır.

Gelişen teknolojilerin insan yaşamını değiştirmesiyle birlikte yakın geçmişte internet bağımlısı olduğunu iddia eden bazı kişiler mahkemeler aracılığı ile çeşitli kuruluşlara dava dahi açmıştır. Tazminat istemiyle açılan bu davaların ne denli haklı olduğu ise apayrı bir tartışma konusudur. Harvard Üniversitesi bünyesinde bilgisayar bağımlılığı ile ilgili çalışmalar yapan bir merkezin müdürü olan Maressa Orzack, günümüzde internet kullanıcılarının yaklaşık olarak %5’inde bu sorunun görüldüğünü söylemektedir.

İnternet bağımlılığı görülen insanların hayattaki bazı stres unsurlarından kaçmak için bir nevi kendini koruma içgüdüsü ile bilgisayar karşısına geçtiğine dair görüşler de bulunmaktadır. Depresyon ile ilişkilendirilen internet bağımlılığı, hayatın getirdiği sorumluluklardan kaçmak için de bir tercih olarak görülebilir. Doğrudan olmasa dahi dolaylı olarak dahi aşağılık kompleksiyle de ilişkilendirilen internet bağımlılığının, özellikle hayatta hayal ettiği kişi olamayan insanların internet ortamında aradığı saygıyı bulmaya çalışmasından kaynaklandığı da düşünülmektedir. Online oyunlarda önemli bir karakteri yöneten kişi sanal ortamdaki diğer kullanıcılardan saygı görmek ve bu şekilde gerçek hayatta edemediği şekilde egosunu tatmin etmektedir.

Kısacası internet bağımlılığından bir hastalık olarak bahsetmektense, bu durumun diğer bazı sorunlara zemin hazırlayan ya da başka sorunların belirtisi olarak ortaya çıkan bir davranış biçimi olduğunu söylemek daha doğru olacakmış gibi görünmektedir. Şüphesiz bu konuda bir psikiyatri uzmanına başvurmak, aranan sorulara daha somut cevaplar alınabilmesini sağlayacaktır.

Rahnansaika