Dede Korkut Masalları

Nahçıvan

Türk tarihinin en önemli kişiliklerinden biri olan ve günümüzde “Yüz Temel Eser” içinde yer alan Dede Korkut Masalları, 15. yüzyıldan itibaren yazıya geçirilmiş söylencelerden oluşmaktadır. Dede Korkut Kitabı olarak da bilinen bu hikayeler, özellikle Oğuz Türkleri ile ilgili birçok destansı olayı anlatır. Aslen bir ozan ve kam olan Dede Korkut’un yaşadığı dönemde Oğuz Han’ın vezirliğini yaptığı da bilinmektedir. Bilinen insanlık tarihi kadar eski olan Türk tarihinin ilk destan anlatıcısı olan Dede Korkut’un masalları yüzyıllar boyunca dilden dile anlatılmış ve yazıya dökülene dek 15. yüzyıla kadar gelmiştir.

Dede Korkut Masalları bilinen insanlık tarihinin çok eski dönemlerinde gerçekleşen ve Türk kavimlerinin şahitlik ettiği olayları konu alır. 15. yüzyılda yazımına başlanan Dede Korkut Kitabı’nın bir orijinal nüshası Vatikan’da, bir diğer nüsha da Dresden’de bulunmaktadır. Vatikan’da bulunan Dede Korkut Kitabı’nda 6 hikaye bulunurken, Dresden’deki kitap 12 hikayeden oluşmaktadır. Hikayelerde her zaman veli ve bilgi sahibi bir kişilik olarak öne çıkan Dede Korkut, yaşadığı dönemde Oğuzların akıl hocalığını yapmıştır. Oğuz Han’ın veziri olarak birçok konuda fikirlerine danışılan bir şahsiyet olan Dede Korkut’un 300 yıla yakın yaşadığı da söylenmektedir.

Dede Korkut aynı zamanda kopuz çalan bir ozan da olduğu için anlattığı hikayeler insanların ilgisini çekmiş ve kısa süre içinde öğrenilmiştir. Orta Asya coğrafyasında günümüzde yaşayan Türk toplumlarının hala büyük saygı duyduğu Dede Korkut, çoğu zaman kopuzu ile birlikte tasvir edilir. Doğruluğuna dair kesin kanıtlar bulunmasa da Dede Korkut’un İshak peygamberin soyundan geldiği de söylenmektedir. Ayrıca Dede Korkut’un uzun yıllar yaşadığına dair bir ibare de, meşhur Oğuzname’de bulunmaktadır. Oğuzname’de Dede Korkut ile birçok ifade bulunmakta ve kendisinin 295 yıl yaşadığı anlatılmaktadır. Dede Korkut’un doğum yeri konusunda da birçok söylence olmasına rağmen günümüzde Türkistan olan coğrafyada doğduğu düşünülmektedir.

Birçok farklı Türk destanının incelenmesi sonucu Dede Korkut’un, Türkistan’da bulunan Seyhun Nehri’nin Aral Gölü’ne döküldüğü “Aral Gölü Bölgesi” civarında doğduğu düşünülmektedir. Kendi anlattığı hikayelerden 9 ile 11. yüzyıllar arasında doğduğu sonucuna varılan Dede Korkut’un ayrıca “Ürgeç Dede” isminde bir oğlu olduğu da söylenmektedir. Ürgeç Dede de tıpkı babası Dede Korkut gibi yaşadığı coğrafyadaki birçok Türk kavmine akıl hocalığı yapmıştır. Dede Korkut ile ilgili günümüze ulaşan bir diğer rivayet de, Hz. Muhammed(S.A.V) zamanında yaşadığı yönündedir. Dede Korkut Masalları olarak bilinen hikayelerin her zaman bir eğlence yani “toyla” başlaması, Dede Korkut’un eski Türk geleneklerine bağlı bir kişi olduğunun en güzel örneğidir. Ayrıca hikayelerde yer alan eski Türk geleneklerinden bir diğeri de, çocuklara yaptıkları işlere ve özelliklerine göre isim verilmesidir.