Carpe diem felsefesi

Son yıllarda ülkemizde de popüler bir tabir haline gelen “carpe diem”, derin bir felsefesi olan ve oldukça karmaşık anlamları olan bir söz gibi görülür hale geldi. Oysa carpe diem olarak tanımlanan “anı yaşama” düşüncesi, kendi başına hedonizm(hazcılık felsefesi) gibi ayrı bir felsefe dalı olamayacak kadar basit bir kavramdır. Carpe diem Türkçemizde genellikle “anı yaşa” olarak çevrildiği gibi gününü gün et, anı yakala, günü yaşa, zamanın keyfini çıkar şeklinde de kullanılmaktadır. M.Ö. 65 yılında dünyaya gelen Romalı bir düşünür ve şair olan Horatius tarafından ilk defa kullanılan “carpe diem” tabiri, bu zamandan sonra dünyanın pek çok farklı coğrafyasındaki insan tarafından kullanılmıştır.

Romalı şair Horatius’un bir dizesinde geçen bu tabir, zannedildiği gibi hedonizmi destekleyen bir kalıp olması için kullanılmamıştır. Geleceği çok fazla düşünerek bugünün güzelliklerini kaçırmamak manasına gelen carpe diem tabiri, şuanda algılanan tecrübelerden keyif almayı unutmamak gerektiğini ifade eder. Çoğu insan hayatının gidişatı üzerine derin derin düşünür ve gelecekte başına neler geleceği ile ilgili kaygı duyar. Şüphesiz insan doğası gereği geleceği merak eder ve gelecekte yaşayacaklarıyla ilgili düşüncelere dalar ancak bunun abartılması halinde kişi tüm hayatını sürekli olarak geleceği düşünerek geçirecektir.

Gelecek ile ilgili çok fazla düşünmek yerine bazen de olayları akışına bırakmak gerektiğini vurgulayan bir ifade olan carpe diem, deneyimlenen durumun keyfine varılmasının atlanmaması gerektiğini anlatmaktadır. Hayata dair birçok şeyin ertelenmesi ya da tam aksine birçok farklı konunun gelecekte nasıl gelişeceği hakkında düşünürken hayatını boşa harcayan insanlar, yalnızca tek bir hayatları olduğunu ve şimdi yapılması gerekenler için ikinci bir şansın olmayabileceğini unutmamalıdır.

Carpe diem; üzerinde ne kadar düşünülürse düşünülsün geleceğin neler getireceği asla bilinemeyeceğinden, içinde bulunulan andan keyif alınması gerektiğini ifade eden bir terimdir. Felsefede teist ve ateist düşüncelerin farklı biçimlerde algıladığı carpe diem kavramı, teist bir bakış açısı ile ruhun hazırlanmasının daha rasyonel olduğu sonucu ortaya çıkarır. Özgür iradesiyle İbrahimi dinlerden birini kabul eden kişi ölüm sonrası yaşamın kesinlikle olduğuna ve her şeye gücü yeten Tanrı’nın dünya yaşamında yapılanlara göre her insana farklı bir sonsuz yaşam vereceğine inandığından, bedenini değil ruhunu kesinlikle var olduğuna inandığı ölüm sonrası yaşama hazırlamak istemesi son derece doğaldır.

Ateist bir yaklaşım ile carpe diem tabirine bakıldığında ise kişi zaten herhangi bir yaratıcı varlığa inanmadığından, yalnızca yaşadığı ana konsantre olarak gelecek ya da ölüm sonrası ile ilgilenmemeyi seçebilir. Ateist kişi kendi varlığını ister tesadüflerle açıklasın isterse de varlığının nasıl oluştuğu konusuyla merak etmediği için ilgilenmesin, carpe diem düşüncesini benimseyebilir ve yalnızca yaşadığı günün getirdiklerinden keyif almaya odaklanabilir. Horatius “carpe diem” tabirini kullanırken binlerce yıl sonrasında bu kadar derin felsefi tartışmalara sebep olacağının bilincinde miydi bilinmez ama günümüzde insanların “anı yaşa” tabirinden farklı anlamlar çıkarttığı da bir gerçektir…

Rahnansaika