Bankacılığın tarihi

17. yüzyıl Avrupa’sında şekillenmeye başlayan bankacılık kavramının esası, birçok insan için tarih derslerinde adı geçen Orta Çağ’ın meşhur Tapınak Şövalyeleri’ne kadar dayanmaktadır. Orta Çağ’da sürdürdüğü faaliyetler ile birçok efsanenin ve mitolojik hikayenin kahramanı olan Tapınak Şövalyeleri, bankacılığın temellerini atmış ve sahip oldukları sistem ile modern bankacılığın ön protokollerini oluşturmuştur. Mal ile para arasındaki ilişki Orta Çağ sonlarına kadar gerek Avrupa coğrafyasında gerekse de Orta Asya toplumlarında altın ve gümüş gibi madenleri esas almaktaydı. 500 yılı aşan bir süre boyunca paraların madeni olarak basılması birçok toplumda kabul gören ve devletlerin ekonomik planlarının bu madenler üzerinden hesaplanmasına neden olan bir unsurdu.

Tapınak Şövalyeleri’nin verdikleri taahhütleri geniş vadeyi kapsar biçimde şekillendirmesi ile erken bankacılığın oluşumu da başlamıştır. Avrupa coğrafyasında kilise merkezli işleyen bu para sistemiyle eşzamanlı olarak Çin ve Moğol toplumlarında da benzer faaliyetler yürütülmüştür. “Riskbank” ismiyle 1668 yılında İsveç’te kurulan bir ticari işletme, günümüz anlamında kurulan ilk merkez bankası olarak kabul edilmektedir. Hollandalı bir girişimci tarafından kurulan Riskbank, yatırımcılarına paralarının güvence altına alınmasını ve uzun vadede kazanç sağlamalarını vaat ediyordu. Takip eden dönemde İskoç bir işadamı olan Willieam Peterson tarafından kurulan İngiltere Bankası(Bank of England), bankacılık sektörünün ne kadar karlı bir yatırım alanı olduğunun anlaşılmasını sağlamıştır.

1694 yılında Willieam Peterson tarafından kurulan İngiltere Bankası ile uzun vadeli kazanç sistemi ile tanışan Avrupa toplumları, kısa süre içinde bu yeni para modelini benimsemiştir. 1879 yılında kurulan Bulgar Ulusal Bankası ile milletlere kendilerine ait bankalara yatırım yapma imkanı yaratılmış ve böylece her ulusun kendine ait bir bankası olması sağlanmıştır. Günümüzde dünyanın en büyük merkez bankası olan ve küresel ekonomiyi şekillendiren Amerikan Ulusal Rezerv Bankası(FED) ise 23 Aralık 1913 tarihinde ABD başkanı Woodrow Wilson onayı ile kurulmuştur. Federal Rezerv Bankası ile birlikte dünya bankacılık sistemi kökünden değişmiş ve dünyayı sarsan Büyük Buhran döneminde bu bankanın yetkilerinin genişletilmesi ile günümüzün bankacılık sisteminin temelleri atılmıştır.

Çin Halk Cumhuriyeti’nin 1979 yılında küresel ekonomiye girmesi ile birlikte Çin Halk Bankası da merkez bankası kimliği kazanmıştır. Çin’in dev ekonomik gücü sayesinde kökünden değişen küresel ekonomi dinamikleri paranın sistematiğini de değiştirmiş ve yapılan uluslararası anlaşmalar ile merkez bankaları daha da önemli bir konuma sahip olmuştur. 2000 yılına gelindiğinde Çin Halk Bankası dahi küresel kapitalizm akımlarından etkilenerek modern bir merkez bankası işlevi kazanmıştır. Avrupa Merkez Bankası’na rakip olabilecek bir potansiyele sahip olan Çin Halk Bankası’nın da merkezi bir ekonomik güç haline dönüşmesi ile dünya genelinde bankacılık sistemi paraya yön veren en önemli araç haline gelmiştir.

Rahnansaika