Annan planı

Türkiye Cumhuriyeti tarihinde oldukça kritik bir öneme sahip olan Kıbrıs Adası, aslında Osmanlı İmparatorluğu zamanından bu yana çoğu zaman sorunların yaşandığı bir bölge olmuştur. Ülkemizin Kıbrıs Barış Harekatı ile asker çıkarttığı ve Akdeniz coğrafyası genelinde oldukça stratejik bir yere sahip olan Kıbrıs, yüzyıllar boyunca Türklerin ve Rumların bir arada yaşadığı bir ada olmasına rağmen son dönemde bu iki topluluk arasında etnik kökene dayalı problemler olmuştur.

Bu tür toplumsal ayrılıkların çatışmalara dönüştüğü birçok durumda olduğu gibi devreye giren Birleşmiş Milletler, Kıbrıs Adası’nda bağımsız bir devlet kurularak iki halkın da birlikte yaşamasına yönelik bir plan hazırlamıştır. İşte Kofi Annan Planı olarak adlandırılan bu taslak da, Birleşmiş Milletler tarafından hazırlanan ve Kıbrıs’taki iki topluluğun bağımsız bir devlet bayrağı altında toplanmasını öneren bir plandır.

Annan Planı her ne kadar tüm Kıbrıs Adası’ndaki Rum ve Türkleri bir araya getirerek tüm adada serbest dolaşım hakkı tanınması üzerine olsa da, bu alanlara İngiliz askeri üsleri dahil edilmemiştir. İngilizlerin yönetiminde olan üsler haricindeki tüm Kıbrıs coğrafyasını kapsayan Annan Planı, iki devletin “federal bir yapı içinde” bir araya getirilmesini önermektedir. Bir benzeri Bosna Hersek’te görülen federal devlet modeli, ülkedeki farklı etnik kökenlere sahip olan grupların dönüşümlü olarak devleti yönetmesi üzerine geliştirilmiş bir modeldir.

Annan Planı “Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti” adı altında federal bir devletin kurulmasını ve oluşturulan bu yeni devletin yönetimindeki bakanlıkların en az üçe birinin Türklere ait olmasını önermektedir. Başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı makamları da tıpkı Bosna Hersek’te olduğu gibi aylık ya da altı aylık periyotlarla Rumlar ve Türkler arasında dönüşümlü olarak el değiştirecektir.

Her ne kadar Annan Planı Kıbrıs Adası halkına barış içinde yaşama imkanı sunsa da, 2004 yılında Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ve KKTC’de eşzamanlı olarak yapılan referandum bu modelin hayata geçmemesine neden olmuştur. 2004 yılında yapılan eşzamanlı referandumda KKTC tarafı %65’lik oranla Annan Planı’na evet derken, Rum kesimi ise %75 gibi net bir oranla bu modele “hayır” demiştir. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi vatandaşlarının oldukça büyük bir çoğunluğunun bu planı istememesi, Annan Planı’nın hayata geçirilememesinin en büyük nedeni olmuştur.