Akıllı olmanın yolları

Ülkemizdeki internet kullanıcılarının hızlı bir biçimde artması ile birlikte yaygın hale gelen Facebook ve Tweeter gibi sosyal medya araçları, akıllı olmanın yollarını arayanların da kendini test etme imkanı bulduğu paylaşımlara ev sahipliği eder hale geldi. Birçok kişi arkadaş listesinde olan ya da kendini takip eden kişilere çeşitli zeka soruları sorarak, sosyal medya çevresinin ne kadar akıllı olduğunu sorguluyor. Akıllı olmanın yollarını arayanlar için belki de verilebilecek en üzücü cevap, insan zekasının %75’inin 4 yaşına kadar oluştuğudur. Modern tıp biliminin yaptığı incelemelerin ve psikoloji araştırmalarının sonucunda insanların 4 yaşına kadar tüm hayatı boyunca sahip olacağı zekanın 3/4’ünü oluşturduğu ortaya çıkmıştır. Zekanın geri kalan %25’i de birçok farklı etmene göre kişiye göre değişmekle birlikte yaklaşık olarak “20 yaşına” kadar oluşturulmaktadır.

Bu bilimsel veriler ışığında 20 yaşının üzerindeki bireylerin daha da akıllı olmak için yapabileceği fazla bir şey olmadığı düşünülebilir. Günümüzün modern biliminin zeka gelişimi ile ilgili sunduğu bu verilerin %100 doğru olmaması mümkün olsa da, gelecekte yapılan araştırmalarla da bu verilerde ancak küçük bir oynama söz konusu olabilir. Ancak bu aşamada karamsar bir ruh haline girilmesi de gereksizdir. Zira 20 yaşından sonra insanların yapacağı zihinsel faaliyet egzersizleri ile daha önceden sahip olunan(potansiyel zeka) ancak kapasitesi bilinmeyen zekanın daha verimli bir biçimde kullanılması da mümkündür. İnsanoğlunun tüm araştırmalarına rağmen hala “kapalı bir kutu” olma özelliğini sürdüren beyin üzerinde yapılan çalışmalar, insanların sık kullandığı veriler arasında bağın kuvvetlendiğini ortaya çıkarmıştır. Hafızanın da zekanın bir parçası olduğu düşünülürse, beynin kaydettiği veriler arasındaki bağlantının güçlü tutulması da bir nevi zeka gelişimi olarak kabul edilebilir.

  • İnsan zekasını belirleyen faktörler

Genetik bilgiler, doğum ve öncesinde oluşan koşullar ve çevre insan zekasının gelişimini belirleyen en önemli faktörlerdir. İnsanların tüm hayatı boyunca sahip olacağı zekanın %75’inin ilk dört yıl içinde geliştiği düşünülürse, bireyin bu süreç içinde yapabileceği fazla bir şey yoktur. Bu da zeka gelişiminde ebeveynlere ne kadar büyük bir rol düştüğünü gözler önüne serer. Kalıtımsal faktörlerin son derece büyük bir payının olduğu zeka, bireyin anne ve babanın sahip olduğu zeka ile doğrudan orantılıdır. Atalay Yörükoğlu’nun 2004 yılında yayımlanan Zekayı Belirleyen Etkenler, Çocuk Ruh Sağlığı kitabında, bireyin zekasının büyük oranda anne ve babasının zekası doğrultusunda bir değere sahip olduğunun altı çizilmiştir. Anne ve babanın da kendi ebeveynlerinin zekası doğrultusunda bir zeka kapasitesine sahip olması, bireyin zekasının nesilden nesle aktarılan kalıtımsal özelliklerle şekillendiği sonucunu ortaya çıkarır.

Rahnansaika